“FOTOĞRAFLARDA KAYSERİ”
Mehmet KASAP-mimar
Kocasinan Belediyesi’nin farklı bir çalışması; belediye bu defa da fotoğraflarla anlatmayı denemiş Kayseri’yi… Belediye Kültür Hizmetlerinden 5. ncisi olan Fotoğraflarda Kayseri, büyük boy ve içinde 350 den fazla fotoğrafla, 1880-2006 yıllarında Kayseri’de adeta bir zaman tüneline götürüyor insanı… Nihat Karakaya ve Yrd. Doç. Dr. Nilay Karakaya tarafından hazırlanan ve Kocasinan Belediyesi’nce yayımlanan Fotoğraflarda Kayseri’nin birinci baskısı olduğu söylenebilecek ve Erciyes Üniversitesi tarafından yayımlanan “Anımsamalar 2002”, Kayseri’nin son yıllarını kapsamıyordu, dolayısıyla fotoğraf sayısı da 250 civarındaydı…
Kitabın her türü mutlaka yararlıdır da, böyle bir çalışmanın belediyece yapılması ayrıca çok önemli; birincisi şehirde yapılaşma düzeninin sağlanmasının belediyelerin önde gelen görevleri arasında olması, Fotoğraflarda Kayseri ile de bunun net bir şekilde okunması, yani 1880 yılında yapılaşma açısından Kayseri neredeymiş 2006’da nereye gelmiş veya tam tersi; nereye gitmiş? Bu kıyas Belediye Yönetimi açısından bir risktir ve buna rağmen bir “şehir albümü” yayımlamak, açıklık ve medeni cesaret göstergesidir. İkincisi, duygusal takılmak istemiyorum ama, şu filmi ilk şu sinemada seyretmiştim, annemle-babamla giderken şu çeşmeden su içmiştim, babam ilk bayram namazına şu camiye götürmüştü veya işte şu köşede bul karayı al parayı şebekesine yüz yirmi beş kuruş kaptırmıştım (bu delikanlı hayatın büyük bölümü bana Kayseri’de nasip olmadı) ve benzeri, fotoğrafla hayatın çakışan bölümünü anmak, amacı açısından yazı ile anlatılan bir Kayseri kitabından önemli olsa gerek…
Başka bir ifadeyle, yazılı bir kitapta, (istisnalar olacaktır) yazılan ne ise okunan da ancak odur. Ama fotoğrafta öyle mi? Fotoğrafa bakan, o yapıyı neresinden biliyor, tanıyorsa orasını anlatıyor kendince, tabii bir başkası da başka bir şekilde aynı işi yapıyor, sokağın, caddenin neresinden geçmiş, neresinde, hangi ağacın altında dinlenmiş, hangi durakta otobüs beklemişse onu dile getiriyor vs. Belki de bu kitabın yayımlanmasında sadece böyle bir düşünce hakim olmuştur, okumak biraz sabır isteyebilir, herkes yaşadığı kadar, görebildiği kadar kendince yorumunu yapsın düşüncesi…
Bunların yanında Fotoğraflarda Kayseri’nin anlattığı bir gerçekte, şehirlerde günlük hayat elbette önemlidir ama bu şehre mühür vurmaktan uzak bir durum, günlük hayat yaşanıyor ve bitiyor… Eğer bir Erciyes, iki bin yıllık bir kale, her biri biner yıllık, sekiz yüzer yıllık kümbetler, medreseler, camiler, türbeler vs olmasa idi sadece bu gün kaçıncı düzenlemesi yapılan meydanın ilk düzenlemesi, ilk heykel, “kağnı pazarı”, “alfabe öğretme” veya bu gün hiç biri ayakta olmayan bir oda bir ev sivil yerleşim dokusu fotoğraflarıyla bu işi nasıl başarabilecektik?
Eski deyip geçmemek lazım, Kocasinan Belediyesi ile ilgisi yok ama bakın bir “Bayram Sokak” restorasyonunu hala yapamadık fakat buna karşın şehri sekiz on misli büyüttük, dünya kadar işyeri, toplu konut yaptık, yani Bayram Sokağı yapıyoruz, yaptık şu bu derken bunu yapamadık veya yeniden yaptıklarımız ne Bayram Sokağı, Kayseri’yi yutar büyüklükte oldu…
O açıdan her biri bu şehre mühür olabilecek nitelikte yüzlerce mimarlık mirası eseri, Fotoğraflarda Kayseri ile Kayseri’yi yeniden buluşturan saygıdeğer başkanım Bekir Yıldız başta olmak üzere emeği geçenler teşekkürü bir kez daha hak ediyorlar!...