Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
META’LAŞTIRMADIĞINIZ BİR ŞEY KALDI MI?*
Karl Marks metayı 3 evrede ele alıyor.
1. Evrede meta değiştiriliyor. Patates veriyorsun, yerine domates alıyorsun. Ve ihtiyacını gideriyorsun.
2.Evrede ise ürettiğin malın hepsini satıp ihtiyacın kadarını değiştiriyorsun.
3. Evrede ise devredilemez değerler, devredilemez sanılan değerler ne varsa satılmaya başlıyor. Bunun sonucu buhar makinesi icat ediliyor ve sanayi devrimi ortaya çıkıyor.
Bu, devredilemez değerler; inanç, aşk, namusdur. Bu çürümüşlüğün genelleştiği her şeyin para ile ölçüldüğü, her şeyin maddi ve manevi değerlerin pazara getirildiği dönemdir. 1847’ de yazılan “Felsefenin Sefaleti( Karl Marks)”nde o zaman söyleniyor bu sözler.
Aslında Marks’a çok zulüm ediyorlar. Adam aile kalksın demiyor. Bizzat kendi aile yapısı dahil kuvvetli bir aile yapısına sahip birisiydi .Onun dediği : Burjuvanın her şeyi para ile ölçtüğü ,ona göre değer verdiği; devredilemez değerlerin satıldığı, zaten olmayan bir burjuva ailesinin eleştirisini yapmak.
Bu dönem,edinilen ama satılamayan erdem, vicdan, ahlak, gibi maddi ve manevi her şeyin pazarlanır bir duruma getirildiği bir dönemdir.
Tabii burada Marks ve diğer materyalistler de alternatifli düşünemiyor. Bu onların sorunu.
Bu memlekette namus endişesi ile kızını bakkala göndermeyenler kızlarını yeni Zelanda’ larda , Amerika’larda okutmaya gönderdi. Aslında kurban olanlar kızlardır.
Türkiye’de “dogmatik batıcılar” var bir de “nim dogmatik batıcılar” var. Liboşlarla Godoşlar var. Savaş bunların arasında geçiyor.
Şu an anayasa telaşı da evrensel sermayenin sıkışması sonucu ortaya çıkan bir olaydır. Anayasa değişimi tamamen ekonomik nedenlerle bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Tabi burada liboşlar çoğalırken dinciler de liboş oluyorlar.
‘Sen pilava karabiber olduğun müddetçe benim için mutebersin. Ne zaman ki pilavı acıttın onu istemem.’ Başörtüsü de böyledir. Avrupa’da müsaade ediliyor ama pilavı acıtmamak şartı ile. Acıttın mı onlar da kamusal alanda yasaklarlar. Çünkü medeniyetleri kan ve göz yaşına dayalıdır. Bakın Marks ne diyor;
“Sonunda insanın devredilemez sandığı her şeyin değişime alış- verişe konu olduğu ve devredilebilir olduğu bir dönem gelmiştir. Bu ana dek ifade edilen ve aktarılan ama asla devredilmeyen; şeyler ama asla satılamayan; edinilen ama asla satın alınmayan erdem, sevgi, inanç, bilgi, vicdan, vb kısaca her şeyin ticarete girdiği dönemdir. Bu çürümüşlüğün genelleştiği her şeyin para ile elde edilmesinin evrenselleştiği veya ekonomi politik diliyle konuşacak olursak manevi ya da maddi her şeyin pazarlanabilir bir değer durumuna getirildiği en gerçek değerlerin kıymetlendirilebilmek için pazara getirildiği bir dönemdir.
Felsefenin Sefaleti Karl Marks /1847---(Sol yayınları/ 1979- sh -36)
*Zabıt Katibi:Ali BİRADEROĞLU’nun 22.9.2007 Tarihindeki sohbetinden zaptedilebilenlerden...
Mustafa Kanlıoğlu
|
|
Mustafa Kanlıoğlu
|
|
Mustafa Özer (özer Koç)
|
|
Ahmed ceemal El Hamevi
|
|
Prf.Dr.Serdar demirel
|
|
N.Mehmet Solmaz
|
|
Mustafa Özer (özer Koç)
|
|
Mustafa Miyasoğlu
|
|
Mustafa Ekinci
|
|
Galip Boztoprak
|
|
Şeyma Kısakürek Sönmezocak
|
|
Mustafa Kanlıoğlu
|
|
Mustafa cabat
|
|
Ebubekir Sifil
|
|
Ali Biraderoğlu
|
|
İbrahim Ulueren
|
|
Mustafa Özer (özer Koç)
|
|
Ali Biraderoğlu
|
|
Mustafa cabat
|
|