“(Muâviye İbni Ebî Süfyan : Ashâb-ı güzînden ve Resûli Ekrem’in vahiy kâtiplerindendir. Ümmül mü’minîn (mü’minlerin annesi) Hazreti Habîbe’nin biraderi (kardeşi) olduğundan “Hâlül’mü’minîn” (mü’minlerin dayısı) ünvanıyla yad edilir.
Hazreti Sıddık ile Hazreti Ömer’in ve Hazreti Osman’ın hilâfetleri zamanında Şam vâliliğinde bulunmuş, bilâhare Sıffîn vak’asından sonra dört buçuk sene kadar Şam imâretini ihraz etmiş (emirliğini yapmış), badehû hicretin kırk birinci senesinde Hazreti Hasan tarafından hilâfet (halifelik) kendisine tevdî edilmekle (verilmekle) yirmi sene kadar da Şam’da îfayı hilâfette bulunmuştur (halifelik yapmıştır).
Hazreti Muâviye, fevkalâde zekî, halîm (yumuşak huylu), fasih (güzel ve açık konuşan), fakih (İslam fıkhını/hukukunu iyi bilen), sahâvetle muttasıf (cömert) idi.
İslâm hâkimiyetinin şark ve garba intişarına (doğuya ve batıya yayılmasına) pek çok hizmetlerde bulunmuştur. 163 hadis-i şerif rivâyet etmiştir. Kendisinden İbni Abbas, Ebüd’derdâ, Cerir ibni Abdillah, Nûman ibni Beşîr, İbni Ömer, İbni Zübeyr, Ebû Saîdil Hudrî, Sâib ibni Yezîd, Ebû Ümâme ibni Sehl gibi ashabı kiram ve tâbiînden İbnül’müseyyeb ve Humeyd ibni Abdirrahman gibi meşâhir (meşhurlar) hadis rivâyet etmişlerdir.
Resûl-i Ekrem efendimiz, Hazreti Muâviye hakkında Allâhümmec’alhü hâdiyen mehdiyyen / Allahım! Onu hidâyet edici ve hidâyeti bulmuş kıl ve onunla (insanlara) hidâyet ver diye duâ buyurmuştur. (Tirmizî , Menâkıb)
Sahih-i Buhârî’de mezkur (yazılı) olduğu üzere İbni Ebî Müleyke diyor ki:
İbni Abbas’a denilmiş ki: “Emîrül Mü’minîn Muâviye hakkında ne dersin? O vitir namazını bir rek’at olarak kıldı.”
İbni Abbas (r.a.) da : “İsâbet etmiştir, (doğru yapmıştır) o fakihtir (fıkhı iyi bilir)” diye cevap vermiştir.
Filhakika, (gerçek şu ki) Hazreti Muâviye’nin fakâheti, (fıkıhta üstünlüğü) dirayeti (bilgi ve becerikliliği), fazileti (derecesinin üstünlüğü) müsellemdir (bilinmekte ve kabul edilmektedir).
Nebevî Merhum’un “Tehzîbül’esmâ”sında yazılı olduğu üzere Hazreti Muâviye, irtihalleri esnasında “Kâşiki ben Zî tuvâ mevkiinde Kureyşten bir er olsaydım da şu hükümet işlerinden bir şeye bakmasaydım” demiştir. 60 tarihinde yetmiş sekiz yaşında olduğu halde Dımaşk’ta (Şam şehrinde) irtihal etmiştir. Radıyallâhü anh ve an ebiyh / Allah ondan da babasından da razı olsun).”